Unutmayınız ki Çocuklarımız Bireydir
Çocuklarımız bir bireydir. Onlara dünyaya gelmeden ve geldikten sonra da birey olduklarını hissettirmeli, öyle davranmalıyız.
Ben ne çocuk gelişim uzmanı, ne doktorum. Sadece kendi gözlemlerime ve tecrübelerime istinaden minicik bir paylaşım da bulunmak istedim… Çünkü bu toplumumuzun tüm bireylerini yediden yetmişe ilgilendiren ve etkileyen bir konu.
Geçen yaz gittiğim bir tatil beldesinde bir minibüse bindim. Minibüs dolu, ayakta da yolcular var. En arka dörtlü koltukta bir anne üç çocuk oturuyor. Üç çocuk dediğim, biri bir yaşında var ya da yok biri beş yaşında diğeri de o kadar. Ön taraflara doğru bir baba ve çocuk yan yana oturuyorlar. Eeeee bunun neresi tuhaf diyeceksiniz değil mi… Ayaktaki yolculardan hiç kimse, o anne babalara, çocuklarını kucaklarına almasını söylemedi. Oturan yolcular Avrupalıydı. Peki Türk anne babalar ne yapardı? Çocuklarını sıkış tıkış kucaklarına alırlar; çocuk da ezilir anne de… Hep neden? Minibüsçü amca daha fazla yolcu alsın ve daha çok kazansın diye… “Abla alsana şu çocuğu kucağına “Ne kadar tanıdık değil mi?”
İşte küçücük bir birey olma örneği. O Avrupalı çocuklara bu yaşlarında birey olmayı öğretiyorlar. Ebeveynlerde daha güçlü bireyler oluyorlar.
Biz böyle bir durumda çocuklarımıza bırakın birey olmayı, aksine gel yavrum hem bizim hemde toplumun yükünü çek, hemde bir ömür der gibiyiz… Ağaç yaşken eğilir… Çocuklarımıza birey olmayı öğretirsek kendi yollarını çizerler daha güçlü ve mutlu bireyler olurlar. Bizlere de, onları sevmek, saygı duymak ve gerektiğinde bıraktığımız güzel izlerle rehberlik etmek kalır. Evlerini, arabalarını kendileri alırlar, yuvalarını kurarlar. Aksi takdirde bireyselleşemeyen her bireyin yükü, sırtımızdaki kamburu fazlalaştırır…