Organik Bebek Çiftliğim
Bebeklere ve çocuklara olan aşkım herkes tarafından bilinir. Onlar dünyanın en güzel şeyleri bana göre. Hep merak ederim, nasıl bir kafada olduklarını. Psikolojik kuramcıların bazılarının söylediği gibi acaba gerçekten boş bir levhayla dünyaya gelip burada yaşayarak mı dolduruyorlar yoksa diğer kuramcıların söylediği gibi aslında bazı şeyler kodlanmış bir bir onları tecrübe ederek mi açığa çıkarıyor ve geliştiriyorlar. O konu biraz teferruatlı… Biz işin daha hümanist, daha hayalci kısmından hareket edelim. Evet bebekleri çok seviyorum ve henüz bir bebeğim yok. Olursa veya olurlarsa onları bir çiftlikte büyütmeyi planlıyorum. Hatta çiftliğimin ismi “Organik Bebek Çiftliğim”. Türkçemiz biraz esnek ve enteresan bir dil olduğu için, geniş çaplı düşünenleriniz olmuş olabilir. Siz farklı düşüncelere dalmadan ben hemen anlatayım sizlere aslında ne demek istediğimi;
Önce eşim ve ben organik olmalı, yaşamalı, beslenmeliyiz ki bizim minik poğaça ayaklar da organik olsun ve bu çiftliğin bir parçası olabilsinler. Kaldı mı öyle kadınlar öyle adamlar diyeceksiniz değil mi? Evet kaldı; ben ve sevdiğim adam. Şimdi bu iki organikten çıkacak diğer organikler için bu çiftlik. Bize ne bundan diyenleriniz var değil mi? Demeyin öyle. Belki size de bir fikir vermiş olurum farkında olmadan. Belki sizler de sizin minicik poğaça ayaklar için bir şeyler düşünüyorsunuzdur. Hadi ben başlıyayım, sizin de belki eklemek istediğiniz şeyler olur…
“Organik Bebek Çiftliğim “
Ben organik, sen organik. Şimdi sıra organik minik poğaça ayaklarda. Öyle rezidanslarda, havuzlu villalarda büyütmek değil hayalim o poğaçaları. Şöyle oksijeni bol, yeşili, mavisi, sarısı, kırmızı hatta bütün renkleri bol olan bir doğa hayal edin. Öyle bir doğaya uyanacaklar, nefes alacaklar. Kulakları kuş, horoz hatta bizim bile adını bilmediğimiz güzel seslerle dolacak. Gözleri en güzel renkleri görecek daha da güzelleşecek. Petrol içerikli oyuncaklar yerine ahşap oyuncakları, çamurdan evleri olacak. Sütün kokusu duyarak, yumurtanın sarısını görerek, tadarak büyüyecekler. Hayvanların isimlerini, kendilerini, hayvanat bahçesinde teller arkasından değil, yaşayarak, dokunarak öğrenecekler. Otların üzerine uzanarak kitap okumayı öğrenecekler.Domatesi, önce kırmızı top zannedecek ve fırlatacak. Sonra ağzına götürdüğünde anlayacak yenilebildiğini. Uçurtma uçuracaklar. Bu elma kurtlu yemem değil, aaa bu elma kurtluysa en sağlıklısı budur bunu yemeliyiz demeyi öğrenecek… İşte böyle organik şeyleri görerek, yaşayarak, tadarak, severek büyüyecek bizim minik organik poğaça ayaklar… Eğer bir gün yolunuz düşerse bekleriz bizim “Organik Bebek Çiftliğine”.
Herkese bol bereketli bir organik yaşam dilerim…