Yapmacıklıktan Kaçının…
Çağımızın kurtulamadığımız ve oranı gittikçe artan hastalıklarından biri de “Yapmacıklık”… Yapmacık acımalar, üzülmeler, gülmeler, ağlamalar, sarılmalar, sözler bıla bıla bıla… Niye bu kadar çoksunuz, niye gittikçe artıyorsunuz? Hiç mi rahatsız olmuyorsunuz bu durumdan? Beyler, siz hastalıklı yapmacıkları nasıl sevebiliyorsunuz bile bile? Kızlar ya siz?
Kişi ne kadar erdemliyse o kadar az yapmacık davranır. Çünkü yapmacık davranışlar her şeye bir bayağılık katıyor. İzleyenler için bıktırıcı, uygulayan insan için ise zahmetli. Resmen işkence çekiyorlar yapmacık olabilmek için. Komik duruma düşmüş olmaları ise cabası… Şimdi her neredeyseniz şöyle bir etrafınıza bakın bakalım; bu hastalığa yakalanmış kaç kişi var? Çok var değil mi? Hem de çok… Ben açıkcası kendi adıma söyleyeyim, bu tipleri gördüğüm her ortamdan canavar görmüş gibi kaçasım geliyor ve kaçıyorum da. Ve bilenler bilmeyenlere anlatsın diyorum;
*Yapmacıklık, kısa vadede kazandırır. Uzun vadede ise büyük kayıplara sebep olur. En yüce erdemler gibi…
*Doğallık, her zaman yapaylıktan daha hoşnut edici ve çekicidir.
*Bir erdeme sahipmiş gibi rol yapan kişi, genellikle o erdeme sahip değildir.
*Bir şey yüzünden ne kadar acı çekerseniz, onu o kadar çok gizlersiniz. Timsah gözyaşları akıtıp ortalığı velveleye vermezsiniz.
*Her yapmacık gülüş, karşılaşacağın bir doğal gülüşü yok eder.
*Her yapmacık sarılman, gerçekten ihtiyaç duyduğun sarılmalara öksüz bırakır seni.
*Bırak seni beğenen, seni seven doğal olduğun için sevsin, yapmacık olduğun için değil.
*Her yapmacık davranışının itici ve çirkin olduğunu unutma.
*Her ne olursa olsun, yapmacıklıktan kaçının…