Sırt Çantasıyla Geçen 1.5 Yıl ve 18 Ülke
Birkaç gün önce, evimizde dünyanın öbür ucundan gelen bir misafirimiz vardı.Ben ona korkularını yakan, hayallerini yeşerten adam adını koydum.1.5 yıldan beri evinden uzakta.Hayallerinden biri dünya turuna çıkmakmış ve o hayalini gerçekleştiriyor şuan. Kendisi Brezilya’da inşaat mühendisliği okumuş ve bir süre çalıştıktan sonra, istediği hayatın bu olmadığına karar vermiş.Her gün aynı saatte kalk, takım elbiseni giy, işe git, toplantılar, sözleşmeler ve gün bitti eve dön. Ertesi sabah yine aynı, diğer sabahlar aynı…Ve o yaşına kadar Brezilya’da yaşadığı yerden başka bir yere gitmemiş Flavio. Ve yola çıkmaya karar vermiş. 1.5 yıldan beri 18 ülke gezmiş. Keşke bizim de paramız olsa, şu olsa bu olsa biz de gezsek diye iç geçirdiniz değil mi ? Ben de iç geçirdim. Ama zannetiğiniz gibi zengin biri değil Flavio. Sadece korkularını yakan, hayallerini biraz suyla yeşerten, akıllıca bir yol haritası olan ve yüzünde sıcacık bir gülümsemesiyle dünyayı tanımaya çalışan bizden biri…
Onun anlattığına göre öyle göründüğü kadar kolay bir seyahat değil bu.Ama söylediği şeyler şunlar “Soğuk ama çok güzel”, “Uykusuz kaldım ama sorun değil ” “Ağır bir sırt çantasıyla kilometrelerce yol yürüdüm, ayaklarım yara oldu ama eğlenceli “. Tüm evi sırtındaki çantasında. Evinden çıktığından beri dört mevsimin hepsini görmüş.Kendimi hayal ettim.1.5 yıl evimden uzakta olacağım ve sadece bir sırt çantasına sığabileceğim.Mümkün mü? Bilemedim…Flavio sığdırmış.Hatta mutfağını bile sığdırmış, o sırt çantasına.Türkiye’ye geldiğinde İstanbul’dan sonra Kapadokya’ya gitmiş ve orada 4 gününü geçirmiş ve sadece 32 lira harcamış.İmkansız diyeceksiniz değil mi? Değil.İstanbul’dan Kapadokya’ya otostop çekerek gitmiş.Saatlerce soğukta yollarda doğru yöne giden aracı denk getirmek için beklemiş.Dilini bilemeyen insanların aracına binmiş.Bazı insanlar Flavio’yu evsiz zannetmiş, yemek ısmarlamışlar, çikolata verenler, içi ısınsın diye çay ikram edenler…İnterneti ve telefonunu da girdiği yerlerde wi-fi varsa kullanıyor.Biz sürekli Flavio’ya iyi misin ? Bak otostop çekmek Türkiye’de pek iyi bir fikir olmayabilir diye korkularımızı ve öğrenilmiş çaresizliklerimizi empoze etmeye çalışırken o sadece bize gülücük emojileri gönderiyordu. Biz ülkemizde bir adım atmaya korkarken, o korkusuzca dünyayı dolaşıyordu. Ve Türklerin ne kadar misafirperver olduğundan bahsediyordu. Evet benim ülkemin insanı misafirperverdir. Sever yardım etmeyi, konuk ağırlamayı, kapısına gelene yüz çevirmemeyi…Ama bir de televizyonlarda duyduklarımız gördüklerimiz bizlere bu muyuz biz dedirtiyor ve korkutup içimize kapatıyor. Orası da işin tuhaf kısmı zaten!!! Neyse Flavio sağ salim Türkiye’de otostop çekerek bir yerden bir yere gitmeyi başarıyor.Ulaşım kısmını anladık, peki yeme içme, konaklamayı nasıl hallediyor derseniz ; günlük yemek masrafı olarak 3 tl planlamış. Lavaş arası cips veya peynir… Şaşırdınız değil mi? Ben de şaşırdım. İstanbul’ da otobüste lavaşın içine peynir koyup yemeye çalışırken, teyzelerimizden biri hemen “Sen nerelisin? ” diye soruvermiş meraklı ve şaşkın bakışlarıyla… Konaklamayı da couchsurfing’ le hallediyor.Ya da gittiği ülkelerde tanıdığı arkadaşları varsa onlarda kalıyor. O bize bunları gülerek anlatırken ben kendimi hayal ettim ve dedim ki bu yaşıma kadar ne çok korku, endişe biriktirmişim hafızamda…Ondaki cesaret, korkusuzluk, pozitif enerji beni çok etkiledi…Neden olmasın dedim ve elime bir çekiç alıp korkularımı birer birer kırmaya başladım.O korku tabakalarını kırmayı bitirdiğimde ben de yola çıkmayı planlıyorum.
Evet neden bu yazıyı yazdım ve ne öğrendim kısmına gelecek olursak ;
Beni cesaretiyle etkileyen bu adamın hikayesini sizlerle paylaşmadan geçemezdim.Bizlere de örnek olsun diye.Ülkemin insanını korkulara, endişelere, mutsuzluklara hapseden bir düzenden, aslında bak dünya da böyle şeyler de yaşanıyor, neden onlardan biri de biz olmayalım diye hem kendimi hem de sizleri cesaretlendirip kararan umutlarınızı yeşertmek için…
Korkularını yak, hayallerini yeşert …
İyilikle Kalın…