İyilik Kötülüğü Öldürsün…
İyi kalpler durağı yolcuları azalıyorrrrrrr. Doğru duydunuz! Dilimizden düşmeyen iyiliği, yüreklerimize ve yaşantılarımıza düşürmüş olsaydık şayet, ortalığa bir huzur saçılır, insanlar o huzura doğru koşuşurdu. Gerçi şimdilerde ise huzur, iyilik, sevgi, saygı, içtenlik, samimiyet bulduğumuz her yere, herkese önce koşar adım gidip sonra da kendi dünyalarımıza çekildiğimizde ben niye öyle değilim, ben niye orada değilim gibi saçma sapan kıskançlık krizleriyle tüm bu güzel şeylere kendi kötülüğümüzü bulaştırmaya başlarız, bir iki üç derken bir bakmışız artık o yerler , o kişiler de kıskançlıktan doğan kötülükten nasibini almaya başlamış. Huzur bulduğunuz bir yerse o yerin önce etrafındaki yeşillikler yok edilmiş, sonra huzur veren ortama benzeyen sahte ortamlar yapılmaya başlamış. Samimi, mutlu, sevecen, huzur bulduğumuz kişiler ise vampir ruhlularınız tarafından zehirlenerek kendi dünyalarına çekilmişler. Unutmayınız ki duygular bulaşıcıdır. Kimlerle oturup kalktığınıza, kimlerin dünyasına dahil olduğunuza/olacağınıza dikkat edin.
İyi, yumuşak, duygu yüklü kalplerin hunharca, saygısızca, zalimce yok edilip yerine duygusuz, boş bakışlı, samimiyetsiz samimilerin kol gezdiği, mış gibi yaşantıların prensleri/prenseslerinin milyonlarca copy pastelerinin olduğu bir dünya. Kiminle konuşsan herkes aynı düşünüyor ama sonuç ortada. Gerçek iyiler kayıp ve durak boş…
Neden boş olduğunu biliyoruz aslında hepimiz… Duygu yüklü kalplerin nasıl elektrik direğine bağlanmışcasına titretilerek çarptırıldığını, can çekiştirildiğini ve küllerinden yeniden doğan o kalplerin daha sessiz, suskun bir şekilde kendilerini gizlediğini çok iyi biliyoruz. İyiliğin, güzelliğin kötülük denen o canavarı yenmesi, yok etmesi ve çoğalmasını engellemesi daha kolay olmalı. İyilik yerine kötülük küsmeli, susmalı, konuşmamalı…
Nasıl olacak tüm bunlar? Se-ve-rek, önce kendini severek. Kendini sev derken göle düşen prensin hikayesine çevirmeyin olayı. Kendini hatalarınla, zaaflarınla sev… Yarışma, savaşma kendinle. Çünkü kendi savaşların o kadar çok büyüdü ki artık birinci dereceli yakınlardan, dış kapının mandalına kadar uzandı.
Yarın yeni bir hafta, yeni bir başlangıç yap… İyi kalpler durağına bir gülümseme bırak, o gülümseme çığ gibi büyüsün ve iyiler iyilikler olarak çoğalalım. Kötülük bence sen artık yoruldun daha ne kadar büyüyebilirsin ki… Biz de yeterince dinlendik sessiz köşelerimizde.
İyilik kötülüğü öldürsün isimli oyunumuz sahnede iyi seyirler…